ANKARA - BHA

Alanında uzman isimler, Kıbrıs meselesinin tarihsel arka planını, KKTC’nin 42 yıllık diplomatik seyrini ve adanın stratejik önemini ele alarak Türk-Rum ilişkileri ile bölgenin geleceğini değerlendirdi. Panelin moderatörü Türkolog yazar Ahmet Bican Ercilasun, “Bu panelden çıkan kesin sonuç, KKTC’den vazgeçilemeyeceği sonucudur. Biz, Kıbrıs adasının sahibiyiz. Adayı Rumlar’dan almadık, Venedikliler’den aldık. O nedenle adada azınlık değil, asli unsuruz” sözleriyle dikkat çekti.

Ankara Kent Konseyi (AKK) Diplomasi Meclisi, Milli Düşünce Merkezi ve Başkent Ankara Strateji Enstitüsü (BASE) iş birliği ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) 42. kuruluş yıl dönümünü anmak ve kutlamak amacıyla, “KKTC’de Yeni Dönem” başlıklı paneli Başkentlilerle buluşturdu.

Ekran Görüntüsü 2025 11 16 100500

Programa, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Hakan Apakan, AKK Başkan Yardımcısı Dr. Süleyman Basa, AKK Genel Koordinatörü Ömer Şan, AKK Diplomasi Meclisi Başkanı Büyükelçi Metin Kılıç, AKK Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanı Şevket Bülend Yahnici, AKK YİK Genel Sekreteri ve BASE Başkanı Engin Öktem, Milli Düşünce Merkezi Başkanı Hakan Paksoy başta olmak üzere, AKK Diplomasi Meclisi üyeleri ve AKK bileşenleri, akademisyenler, Başkentliler katıldı.

Panelde, alanında uzman isimler tarafından KKTC’nin kuruluşu, KKTC’nin kurulduğu günden bugüne uzanan diplomatik tutumu ve coğrafi önemi, Kıbrıs-Türkiye ilişkilerindeki 42’nci yıl başta olmak üzere, KKTC yeni Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman ile başlayan dönemle beraber Kıbrıs meselesine ilişkin değerlendirmeler masaya yatırıldı.

"Bu anlamlı gün, Kıbrıs Türk halkının özgürlük iradesini tüm dünyaya duyurduğu tarihi bir dönüm noktasıdır"

Programın açılış konuşmasını yapan AKK Diplomasi Meclisi Başkanı Büyükelçi Metin Kılıç, “Bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin 42’nci kuruluşu yıl dönümünü gururla, onurla ve geleceğe dair güçlü bir inançla kutluyoruz. Bu anlamlı gün, yalnızca bir devletin ilanı değil, Kıbrıs Türk halkının özgürlük, eşitlik ve güven içerisinde yaşama iradesinin tüm dünyaya duyurulduğu tarihi bir dönüm noktasıdır. Biz de burada hem KKTC'nin Cumhuriyet Bayramı'nı kutlamak hem de Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman ile başlayan yeni dönem çerçevesinde Kıbrıs meselesini bir kez daha hatırlatmak için bu anlamlı paneli sizlerle buluşturduk” dedi.

"AKK diplomasi meclisi'miz ilk ve tektir"

AKK Genel Koordinatörü Ömer Şan, AKK’nin vizyon ve misyonlarından bahsederek programa ev sahipliği yapan AKK Diplomasi Meclisi’nin Türkiye’deki kent konseyleri arasında bir ilk olduğunu belirterek şöyle konuştu:

“Ankara Kent Konseyi olarak, 13 Meclis’imiz, 46 Çalışma Grubumuz ve bu Meclislerimizin altında kurulan 65 Alt Çalışma Grubumuz ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ankara ve Ankara'nın geleceği için ‘Benim de bir sözüm var’ diyen herkese Ankara Kent Konseyi’nin kapısı açıktır. Ayrıca, Diplomasi Meclisi’miz Türkiye’deki kent konseyleri arasında ilk ve tektir. Su ve gıda güvenliği, bir ülkenin geleceği, bağımsızlığı için ne kadar önemli ise Kıbrıs konusu da Türkiye için o kadar önemlidir. Suyumuza, geleceğimize ve toprağımıza sahip çıkmamız ne kadar gerekliyse; Kıbrıs’a da o derece sahip çıkmamız gerekiyor.”

"Kıbrıs, Akdeniz'in ortasında bir uçak gemisidir"

AKK Yüksek İstişare Kurulu Genel Sekreteri ve BASE Başkanı Engin Öktem ise Kıbrıs’ın konumunun Türkiye ve Akdeniz Bölgesi için stratejik önemine vurgu yaparak şu ifadeleri kullandı:

“Kıbrıs, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı her bireyin yakından takip ettiği bir konudur. Kıbrıs, Akdeniz'in ortasında bir uçak gemisidir. O kadar önemli ki Akdeniz'in girişini, Doğu Akdeniz'i, Adalar Deniz'ini hatta Karadeniz'i kontrol edebilecek kadar stratejik bir coğrafyadır. Bu coğrafya, tarih boyunca güç ve egemenlik mücadelelerine sahne oldu. En sonunda ise 1974 yılında Kıbrıs Barış Harekatı’yla adadaki kardeşlerimizin can güvenliğini ve egemenlik haklarını Türkiye kontrol altına aldı. Devamında da bugün 42’nci yılını kutladığımız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kuruldu, kutlu olsun. Bu panel, inanıyorum ki çok olumlu ve zihin açıcı fikirleri ortaya dökecektir.

Ekran Görüntüsü 2025 11 16 100537

Uzaman isimlerden, Kıbrıs sorunundan Kıbrıs Türk halkının egemenliğine uzanan yolculuk

Türkolog ve yazar Ahmet Bican Ercilasun moderatörlüğünde başlayan panelde, alanında uzman konuşmacılar katılımcılara şöyle ışık tuttu:

Eski Tuğgeneral Dr. Haldun Solmaztürk, Kıbrıs sorunu ve KKTC’nin kuruluşuna değinerek, “Türk askerinin Kıbrıs’a çıkması ve orada bulunması son derece önemliydi. Türk askeri ile Kıbrıs Türk halkı bağımsız ve egemen olmuştur” dedi.

KKTC Ankara eski Büyükelçisi Ahmet Zeki Bulunç, bölgedeki Kıbrıs Türklerinin 15 Kasım 1983 tarihinde egemen olduklarına dikkati çekerek KKTC’nin Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’lı yeni dönemini de değerlendirdi.

Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr. Necdet Basa, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin Kıbrıs Rum Kesimi’nin Kıbrıs’ın tümünü temsil ettiğini kararlaştıran 1964 tarihli 184 sayılı kararından söz ederek, “ Tufan Erhürman’ın seçimi kazandığı onun iki devlet bir çözüm anlayışından vazgeçtiği anlamına gelmez. Sadece yönetim anlayışında değişim talep ettiği şeklinde değerlendirilmelidir. KKTC’nin egemen ve bağımsız olarak karar almadığı her çözüm ana vatan Türkiye’nin fiilen garantörlüğünü sona erdirir. Bu durum da Kıbrıs Türkü’nün kısa sürede eriyip yok olmasıyla sonuçlanabilir. 186 sayılı karar kaldırılmadan Kıbrıs’ta herhangi bir çözüm fiilen mümkün değildir. Egemen eşit iki devlet arasında ancak iş birliği konuşulabilir. Bu itibarla bundan sonra müzakere yapılacaksa Birleşmiş Milletler parametreleriyle değil, egemen eşit iki devletin uluslararası eşitliği de dikkate alınarak iş birliği esasına dayandırılabilir” diye konuştu.

Panel sonu değerlendirme konuşması yapan moderatör Ahmet Bican Ercilasun, “Bu panelden çıkan kesin sonuç, KKTC’den vazgeçilemeyeceği sonucudur. Kıbrıs’taki Türkler de Cumhuriyet’ten vazgeçemezler. Bölgedeki askeri birliğimizin, Türkiye’nin garantörlüğü ortadan kaldırılamayacaktır. Biz, Kıbrıs adasının sahibiyiz. Adayı Rumlardan almadık, Venediklilerden aldık. O nedenle adada azınlık değil, asli unsuruz” diye konuştu.

Ekran Görüntüsü 2025 11 16 100439