ANKARA-BHA

Törenin konuşmacısı, Dışişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Kemal Bozay’dı. Bozay, genç yaşta tanıdığım ve analitik zekâsıyla dikkat çeken bir isim olarak, bugün sporu ve diplomasiyi buluşturan sözlerle kürsüdeydi.

Bozay, konuşmasında tenis servisinin belirsizliğini ve refleks uyumunu, dış politikaya benzetti. “Servis atılacağı zaman karşı tarafın topun hangi yöne gideceğini bilmemesi gibi, dış politikada da belirsizlikler vardır. Zihnimiz, kaslarımız ve reflekslerimiz bir uyum içinde hareket eder” dedi.

Konuşmanın en dikkat çekici kısmı, Bozay’ın dış politika yaklaşımını özetlediği cümleydi:

“Bizim bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yürüttüğümüz dış politika; ciğerimiz sağlam, zihnimiz açık, kaslarımız kuvvetli. O yüzden güven, huzur ve büyük bir güçle bütün bu faaliyetleri yürütüyoruz.”

Tenisteki servis atışıyla diplomasi arasındaki bu paralellik, hem strateji hem de beden ve düşünce disiplinini ön plana çıkarıyor. Bozay, konuşmasını Rafael Nadal’dan yaptığı alıntıyla tamamladı:

“Ben kazanmak için değil, mücadele etmek için oynuyorum.”

Bu söz, hem tenis hem de dış politika için mücadele ve zarafeti simgeliyor. Törene katılanlar, kortta başlayan küçük bir hareketin, diplomasiye kadar uzanan bir etki yaratabileceğine tanık oldu.

Cumhurbaşkanlığı Kupası Tenis Turnuvası, sporun, diplomasi ve düşünceyle nasıl iç içe geçebileceğini gösteren önemli bir örnek oldu.