
ANKARA - BHA
ABD’de yaşanan gelişmeler ve bu süreçte kimlerin kazandığını, kimlerin kaybettiğini mercek altına alan Alesger, Azerbaycan için kalıcı barış ve istikrarın bölgedeki en önemli hedef olduğunu vurguladı. “Toprak bütünlüğümüzü sağladıktan sonra önceliğimiz bölge barışının teminat altına alınmasıdır” diyen Alesger, Azerbaycan’ın bu konuda işbirliği yapacağı devletlerle çalışacağını ifade etti.
Demokrasi değil, ekonomik işbirliği öne çıkıyor
Alesger, ABD’nin bölgeye gelmesinin bazı kesimlerce rahatsızlıkla karşılandığını ancak ABD’nin bu kez “demokrasi” değil, ekonomik işbirliğini öne çıkardığını belirtti. Özellikle Ermenistan’ın kontrolünde bulunan 32 kilometrelik toprak ve altyapıların ABD’nin kontrolüne geçmesinin dikkat çekici olduğunu söyledi. Öte yandan, Doğu Zengezur’da Azerbaycan’ın lojistik altyapısının hazır ve tamamen kontrolünde olduğunu, üçüncü taraflara ihtiyaç olmadığını vurguladı.
AGİT minsk grubu tarihe karıştı
Alesger’e göre, dün imzalanan beyanname nihai bir barış anlaşması olmasa da önemli bir dönüm noktasıdır. ABD’nin Ermenistan’a uyguladığı yaptırımları kaldırması ve AGİT Minsk Grubu’nun fiilen sona erdirilmesi tarihi bir adımdır. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın ortak imzasıyla, bu grubun artık istenmediği açıkça ortaya konmuştur. Alesger, Minsk Grubu’nun savaş sürecinde Ermenistan’ın işine yaradığını ve çözüm getirmediğini ifade etti.
Türkiye’nin masada olmamasının nedeni
Alesger, Türkiye’nin bölgedeki güçlü stratejik ortaklığı sayesinde süreçleri Azerbaycan’la birlikte şekillendirdiğini belirtti. Türkiye’nin daha temkinli hareket etmesinin sebebi ise, Paşinyan’ın iç politikadaki zorluklarını aşmasına ve 2026 seçimlerine hazırlanmasına destek vermek olarak yorumlandı. Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın barış beyannamesini hemen desteklemesi, Türkiye’nin bölgeden dışlanmadığını gösteriyor.
Azerbaycan’ın barış için öncelikli olarak iki talebi bulunuyor:
-
Nahçıvan’a sınırsız erişim: Bölgesel ticaret ve ulaşımın önündeki engellerin kaldırılması ve ekonomik bütünlüğün sağlanması açısından kritik bir adım.
-
Ermenistan Anayasası’nda değişiklik: Azerbaycan ve Türkiye karşıtı toprak iddialarının kaldırılması, ilişkilerin normalleşmesi için önemli bir koşul olarak görülüyor.
Alesger, Nahçıvan koridorunun açılmasının garantörünün kim olursa olsun, Türkiye ve Azerbaycan için stratejik ve ekonomik açıdan büyük önem taşıdığını belirtti. Ayrıca Rusya’nın son yıllarda Azerbaycan’a karşı takındığı baskıcı tavrın, bölgedeki dengeleri değiştirdiğine dikkat çekti.
Yeni Güç Dengeleri ve Bölgenin Geleceği
Bu gelişmelerin sadece Azerbaycan ve Ermenistan için değil, tüm bölge ülkeleri için hayati önemde olduğunu vurgulayan Alesger, yeni güç dengelerinin Rusya’nın eski hakimiyetini kırarak Orta Asya ve Kafkaslar’daki siyasi ve ekonomik yapıları değiştireceğini belirtti. 2020’den bu yana bölgedeki işbirliği ağının genişlediğine ve Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan gibi ülkelerin projelere katıldığına dikkat çekti.
Alesger, “Bölgedeki bu yeni işbirliği ve barış adımları halklara yeni umutlar sunuyor. Önümüzdeki süreçte Kafkaslar’da kalıcı barış ve istikrar için önemli gelişmeler yaşanacak” dedi.
